7 Kasım 2019 Perşembe

BAĞLARDAN DİZELERE


Türk Şiirine Şarabî Bir Bakış




Dünyanın en eski, en kadim sanat dalıdır şiir. Sanatın tarihi şiirin tarihiyle başlamıştır. Hatta denir ki, Homo Sapiens konuşmaya başladığı anda, ilk şiir de söylenmeye başlanmıştır. 

Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan, dünyanın en kadim, en antik içkisinin, şarabın tarihinin şiirin tarihiyle iç içe geçmemiş olması düşünülemez.

Tarih boyunca insanlık acılarını, sevinçlerini, hüznünü, neşesini, en önemlisi de aşkını, hatta isyanını bile şarapla ifade etmiş, şiirle dile getirmiştir.

Üstünde yaşadığımız topraklar, şiirin de şarabın da anavatanıdır. Dünyanın tüm mitolojilerinde sadece insanların değil, tanrıların da duygularını ifade etme yöntemidir şiir. Şarap sadece insanların değil, tanrıların da içeceğidir. Tanrıların kralı Zeus, Troya savaşını, elinde şarap kasesiyle İda Dağı’ndan izlememiş miydi?  

O yüzden, Attila İlhan’ın söylediği gibi, başımıza ne gelirse gelsin, üç bardak şarap içsek kurtuluruz. Cemal Süreya’nın söylediği gibi, saat on ikiden sonra bütün içkiler şaraptır bize.

Şiirin mutlulukla bir ilişkisi vardır. Şarabın şiirle bir ilişkisi vardır. Öyleyse şiirin şarapla mutlaka bir ilişkisi vardır.

Türk edebiyatındaki şiir dönemleriyle bu toprakların ürünü şarapların nasıl eşleştiğini şair Altay Öktem, şair Orhan Alkaya ile Ayça Budak’ın anlatımlarıya 18 Kasım’da IWSA’da keşfedeceğiz.

 Biletler:





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder